Advertisement 300 X 250

18 Temmuz 2009 Cumartesi

Günah keçisi

Nisan ayında Mardin Bilge (o köyün adı Zanqırt değil, Zaqert. Bunca yıldır oraya Zanqırt diyenini görmedim. Kim uydurduysa artık oranın adı Zanqırt kaldı.)köyünde yaşanan katliama dair söylenmeyen söz kalmadı herhalde.

Olayın sosyolojik, psikolojik, ekonomik her yönü günlerce her ortamda tartışıldı durdu. Bu başlıklar altında bize söyleyecek yeni bişey kalmadı yani.

Tüm bunlar tartışılırken bir nokta atlandı sanki. Ya da ben hiçbir yerde rastlayamadım buna. O da katillerin, katliamı taşımak istediği düzlem.

Planladıklarına göre düşman bellediklerinin kökünü kuruttuktan sonra kaçacaklar ve olay Mardin’de cereyan ettiği için suçu da potansiyel suçlu PKK’ ye atacaklardı.

Yaptıkları yanlarına kar kalacak, cenaze töreninde ağlayıp, dövüneceklerdi. “Kahrolsun PKK” diye slogan atacaklardı belki de…

Kamuoyu buna inanacaktı. Kimse de bundan şüphe etmeyecekti. Ki olayın hemen ardından internetteki haber sitelerinde, sözlük, forum gibi tartışma ortamlarında şehirdeki sıcak koltuğunda oturup bölgeyle alakalı bişey bilmeyenler olayın failini PKK olarak belirlemiş, küfürler savurarak infaz etmeye başlamıştı bile. Sadece bu yaklaşım bile katillerin kendilerince “doğru” bir plan yaptıklarını kanıtlıyor neredeyse.

Çünkü Bölge ile alakalı insanların zihnine yerleşmiş bi fikir var. “Eğer orda bir silah patlarsa bunun faili PKK ’dir. ”

Kürtler ve Kürt sorununu tarafsızca inceleyen vicdanlı insanlar bunun öyle olmadığını gayet iyi biliyor. Askerin, korucunun, polisin çoğu zaman bireysel çıkarları için köy bastığını, yaktığını, sokakta adam vurduğunu da biliyor. Medyada çıkan her yalana inanmıyor.

Önce Uğur Kaymaz cinayetinde, sonra Şemdinli’de en son da Zaqert’te suçüstü yakalanan “güvenlik güçleri” inin sütten çıkmış ak kaşık olmadığının da farkında.

Ama toplumdaki genel yargı bunun dışında. Medyanın da etkisiyle öyle bir hava oluşturulmuş ki insanlar olayı duyar duymaz kesin karara varacak kadar bu işi kimin yaptığından emin olarak konuşabiliyorlar.

Neden? Çünkü bir günah keçisi var, PKK. Her suçu ona yüklersin olur biter. Kimse de sana bir şey sormaz yargılamaz, cezalandırmaz.

Bu durum bi aralar öyle bir hal almıştı ki hatırlıyorum Diyarbakır, Nusaybin, Cizre gibi yerlerde işlenen faili meçhul cinayetleri bile PKK yaptı diye lanse ediyorlardı. Kimse de bunları kimin yaptığını soramıyordu. Zaten soranı da vuruyorlardı ya da belki bir petrol kuyusuna atıyorlardı.

Aslında sormamız gereken temel soru şu: acaba bölgede buna benzer kaç olay oldu da faturası PKK ’ye kesildi.

Askerin korucunun yaktığı, yıktığı kaç köyün faili olarak PKK gösterildi mesela?

Zaqertli katiller bu fikre nerden vardılar? Devlet adına eline silah alanların yaptıkları, araştırılıp soruşturulmadığından, kimsenin cezalandırılmamış olması onları da bu işi yapmaya teşvik etmiş midir?

Evet, etmiştir Ve Bence en büyük etkenlerden biri budur.

Asit kuyularına adam gömenlere yol kenarlarında, kuytularda köşelerde adice adam vurduranlara cumhurbaşkanı madalya takarsa, eline resmi silah alan köylü de katliam yapar, suç başkasına atacağını ve milletin de cidden bunu yiyeceğini düşünür.

PKK üstlenmediği halde hala, Güngören’deki bombalar, Beytüşşebab’taki minibüsün taranması yine, Güçlükonak’taki köy minibüsünün taranıp yakılması PKK den biliniyor. Bunlar Zaqert olayından sonra sizde de şüphe uyandırmıyor mu? Bende uyandırıyor hem de fazlasıyla.

Bu memlekette bu soruların yanıtlarını verecek araştıracak bir kurum var mıdır? Hiç zannetmiyorum. Zaten ne zaman bu konuda devlet dürüst bir şekilde çalışır ve gerçek failleri yakalarsa belki o zaman gerçekten de Kürt sorunu bir çözüme kavuşur.

Hiç yorum yok: