Advertisement 300 X 250

27 Ağustos 2009 Perşembe

Düğünlerde ortaya çıkma

Kürt düğün kültüründe başı çekmek büyük bir sorumluluktur ve bazen yeteneğin tarifi yoktur; Errrikkk der geçersin.Var olan yeteneğin genelde değerlendirilemediği nadir alanlardan biride,yani “anlık şöhret” getiren ve saygı anlamında daha çok tercih edilen bir yetenek çeşidi de;başta Diyarbakrır folklorunda görülen “ortaya çıkma”dır..Ortaya çıkma en kaba tabiri ile er meydanına çıkmadır.
Kürt düğün kültüründe başı çekmek büyük bir sorumluluk dedim.Babamların anlattığına göre eskiden “halay başı” için ölümler bile olmuş.Yani başı çeken birinden başı almak,kendisine hakaret sayılırmış.Biraz düz mantıktan gittiğiniz zaman şöyle bir anlam biçebiliriz; evet başı çeken adam o elindekilerinde bir nevi yol göstercisidir.O kişi onları nereye sürüklerse yada el ve kol figürleri ile ne kadar hız,biçim katarsa geriside ona uyacaktır.Ekip ona emanettir.Tüm gözler onun üzerinedir.İlgi merkezinde olduğu içinde bakan gözlerin hakkını vermek zorundadır.Buda oyuna katacağı kişisel figürlerdir.Evet bu figürler bu baş olayının da esprisi ve asıl savaşın yaşandığı kısımdır.
Ortaya çıkan adam; hünerlerini göstermek zorunda.O an çalan müziğin ritmini yakalamak zorunda,yada kendisinin yapacağı hareketleri çalan ekip yakalamak zorunda.Burada da muazaam bir iletişim var oynayan ve çalan arasında.Oturuşlar,diz kırışları ve ertesinde gelen tını birbirini tamamlamak zorunda.Yoksa bir anlam ifade etmez,etmeyecektir.Eskiler için belki çok ciddi olan bu meseleler şuan da çok değerli ve anlamlı.Bazı şeyler değişti,bazı şeylerde tam gaz devam ediyor.Artık başa geçmek zor iş değil.İsteyen geçiyor ve baştaki de ona gerekli saygıyı gösteriyor yani silah çekmiyor.Değişmeyen şey ise elbette ekibi taşımanın sorumluluğu ve senden beklenen beklenti..
Günümüzde de kıran kırana devam eden bu gelenek gençler arasında çok popüler.Özellikle kenar mahalle denen yerlerdeki gençler bu işte çok iyi.Çünkü hayattan ve ona hor bakan gözlerden bir intikam almadır.Bir ödeşme şeklidir ortada oynamanın getirisi.Ben varım diyebilmenin bir yoludur,gerekirse bir kızı etkilemenin de en güzel yoludur.En güzel oynayanlar en fakir fukara kesimden olup ve genelde hiç ama hiç folklor eğitimi olmayanlardır.Kıvraklıkları onlara saygı getirir bunu bildiklerinden iyi değerlendirirler.Düğün çok uzak bir yerde de olsa gitmeyi göze alırlar.
İlginç bir şekilde az ruhani bir halide vardır,düğünlerde gördüğümüz oynayan nice insan;o anın aşkı ile kendini kaybedebiliyor.Ortada oynamanın ilk şartı “hissetme”dir.Hisedip ona şekil verdiğiniz kadar ustasınız.Yani gelen müzik aslında ham ama ona şekil veren ortadakidir.Bir taş ustası gibi bir güzel yontuyor onu.
Kadınlarda oynar,hemde en hasından.Cigerxwîn bu durumu zaten yıllar evvel açıklamıştı ya.Ne demişti ?
Şêr şêr e,çi jin e çi mêr e !
Durum bu yani..

1 yorum:

Yakup Sönmez dedi ki...

Sabah sabah tüm yüz kaslarım gerildi bijwen beni başka birşey bu kadar Mutlu edemezdi :)