Advertisement 300 X 250

27 Ağustos 2009 Perşembe

Uğruna beklenilecek güzel şey!

Sormuştum ona “neden burada bekliyorsun ki? Memlekete gitsene,lanet olasıca bu yerde hiçbir şey yok..Uğruna duracak ne var ki bu yazın ortasında?”
Sakin ve tek cümle ile cevap vermişti. “Belki de uğruna beklenecek çok güzel bir şey vardır,bu beklemeye değecek bir şey”
..
Konuyu kapattık.Ne diyebilirimdim ki !
Son muhabbetimizde bu diyalog geçmişti.Aklımda da kalan cümle bu..
Ben kendi içimden o kendi içinden muhasebesini yaptı o sessizlikte.Karşılıklı oturduğumuz o sandalyelere gömülü halde gecenin serinliğine çaylarımızın tadını bıraktık.Elbette kaldığımız yerden sıkılan bir olaraktan ve elleri bağlı olduğu için oradan çıkamıyorken ben,onun böyle bir durumunun olmaması,beni o kızgın duygu ile hareket ettiriyordu..
Sık sık gelirdi yanıma.Güzel bir muhabbetimiz vardı.Değişim dönüşüm geçiren ve gündemi takip eden,değerler konusunda bir şeyleri kendi çapında raya oturtma çalışan biri idi.Tartışırdık illa ki..Genelde siyasetti konu.
Değişimini takip edememekle beraber,konuşmalarımızdan ciddiyeti koruyarak istediğimiz seviyeye indirip çıkabiliyorduk her konuda.
Onda gözlemlediklerim vardı.Kaç sefer dedim diyeceğim ama diyemedim.
Uygun konu açılmadı bir türlü.Ciddi ciddi eleştirilerim vardı kendisine.
Kırabilirim diye düşündüm,yada nasıl tepki vereceğini kestiremedim.
Beraber geçirdiğimiz gecelerin,gündüzlerin,yolculukların aynı tabakta paylaştığımız iki lokma ekmeğin hatırındandır belki ona söyleyemediklerim.Beraber yıkadığımız bulaşıkların yada ansızın gelen telefonuna “hayırdır” diye soruşuma “öylesine,seni sormak” için demesinin bıraktığı gülümseme idi belki de..
Kışın o soğuğunda aynı atkı ile çamura batan ayaklarımıza bakarak aklımıza ettiğimiz sitem idi.Bilmiyorum,bilemiyorum..
Son görüşmemizin üstünden yaklaşık 10 gün geçti.Ses seda yok.Aradım,ne yapıyor ne ediyor diye.Tel kapalıydı.
Olabilir.
Ertesi gün tekrar aradım.Yine yok
Yirminci güne girdik halen yok.
Ne oldu buna?Arkadaşlara soruyorum,onu yakından bilen birkaç kişi daha vardı,bizde görmedik ama iyidir gibisinden bir şeyler sölediler.
Bir yere gitmiştir,tatil falan yapıyordur belki dedim.
Ve daha onlarca olasılık..

Olasılıklar denizinde ve geçmiş anılar arasından ip uçları bulmaya çalışırken bana gelen yabancı bir tel ile durumu daha iyi kavradım
Arayan akrabası idi.
Bir hafta boyunca aradılar,sordular ettiler.Hiç bir şey diyemedim.
Bir yandan annesi ağlıyor benden bir umut bekliyor,bir yandan babası yalvarıyor.
Çok kötü bir duygudur.
Anladım ki onların duygusal bağına kapıldığım an içinden çıkamayacağım.
Bilmiyorum,haberim yok dedim.Yüz üstü bıraktım onları.
Çarem yoktu, en mantıklısı bu idi.
..
Devam eden günlerde de haber alınamadı.Yoktu piyasada.
Aynı hafta içinde iki sefer rüyama girdi.
Ansızın kalkıyordum,üzerimdeki ruh halini anlatamam.
Gözlerim yaşlı yatağa doğruldum iki üç sefer.Onu rüyada görmek beni çok kötü etkiliyordu.Ona en yakın olduğum an idi.
Ama anlıktı işte.Bana kalan gece ağlamaları oldu bir iki sefer.Sonra nasıl olduysa uyku.

Gitmişti,sevdiği,hep bahsettiği,şarkılarını dinlediği o arkadaşlarına gitmişti.
Yaşamı uğruna ölecek kadar seven dostlarının yanına gitmişti.
Ve bana;
“Belki de uğruna beklenecek çok güzel bir şey vardır,bu beklemeye değecek bir şey” diye bir hatıra bırakmıştı..
Şimdi buradan daha çok nefret ediyorum.

Hiç yorum yok: