Advertisement 300 X 250

27 Ağustos 2009 Perşembe

Nerdesin Mirady?

Yaklaşık dört sene öncesinde çıkardığı albümüyle tanıdık onu. Albümüne verdiği isim gibi gam yüklü sanatçı, gam yüklü sesli bir mektupla” Xemname” ile geldi kulaklarımıza. Mirady den bahsediyorum, yine geleneksel bakış açısı ile birine benzetilen ve aslına bakılırsa tarzının patenti sadece kendinde olan Kürt müzik sanatçısından. Klip çektiği parçası “baranek” ile tanımıştım ve memnun da olmuştum yeni ve farklı bir anlayış ile müzik icra eden, kürt müziğinde kulaklarımızın ezberini bozan bir sanatçı tanımaktan.
Tek şarkılık sanatçı değil, olmadı Mirady. Yine dikkatlice dinlenirse bu kolayca görülebilir. Arjen Arî’nin “tu bıhata” ve “bunisra” şiirlerinden bestelediği şarkılar, sözleri Feqiyê Teyran ın olan “ji min hez bike “ ve sözü de müziği de kendisine ait olan “ na na na”, “tu serxeşi” gibi şarkıların çoğu da uzun soluklulardan. Dinleyince ilk tepkim geniş kitlelere hitap edemeyeceği idi. Çünkü bunun için henüz ne kültürel altyapı, ne de müzik kulağımızın yöneldiği yön uygun değildi. Değeri zamanla anlaşılacak bu yüzden Mirady in. Bob Dylan in, da Ciwan Haco gibi birçok sanatçının da ilk albümü aradan yıllar geçtikten sonra hak ettiği ilgiyi gördü. Yeni bir tarza ya da bir kültürün müziğinde yeni olan anlayışın oturması kolay iş değil. Yeni bir tarz denince bahsettiğim elbette sadece rock anlayışlı müzik icra etmesi değil. Klasik olmuş yazılı eserleri rock anlayışla yorumlarken kulanılan enstrümanların bir hayli yeni enstrüman birliktelikleri ortaya çıkardığı gerçeği. “Baranek“şarkısında elektro gitarın arkasından gelen şarkının ortasında işe giren üflemeli çalgılar(ney-mübin dünen), “Na na na” da ki keman(nedim nalbantoğlu) gibi fark edilen enstrümanları bu müzik anlayışla güzel şekilde birleştirmiş.
Kürt müziğinde yabancı olmadığımız keder temasını arabesk anlayıştan kurtaran ender sanatçılarımızdan mirady ile hüznü dillendirme yolculuğunda tek başına bir arazide dimdik duran ağacın durduğunu hissediyorsunuz. Bu yolculukta yine yağmurlara şemsiye tutmayarak ıslanma isteği ağır basıyor. Yani denilebilir ki hüzünle barışık ve bir o kadar da düşündürücü. Onun müziğinin hüznü, insanı hüznüyle barışık olmaya çağırıyor. Biz de aradan geçen bu uzun hüzünlü yolculuk, sessizlikten sonra onu çağırıyoruz:
Nerdesin Mirady?

1 yorum:

Yakup Sönmez dedi ki...

Eskiden de dinlerdim ama şu an ki kadar değil. Dediğin gibi değerinin anlaşılması yıllar alacak. Şu an daha çok arıyorum böyle birşeyi daha çok dinlemek istiyorum. Bitince başa sarıyorum, ses ahengi ve gitarın tınısı beni kendine çekiyor dinledikçe dinleyesim geliyor. Ayrıca böyle güzel bir esere ve üzerine yazılmış güzel bir yazıya hiçbir yorum gelmemesi biraz üzücü. Ben de soruyorum şimdi nerdesin Mirady?